STK‘LAR, CAMİLERDEN OKULLARA UZANAN SALDIRILARDAN ENDİŞELİ
Cami ve okul saldırılarından sonra şimdi sıra evlere mi geldi?
Dormagen’de kısa bir zaman diliminde cami ve okullara düzenlenen ırkçı saldırılar Türk sivil toplumu örgütlerini kaygılandırıyor.
Medya ve siyasetin kullandığı dilin bugün Müslüman öğrencileri ve velileri tedirgin eden saldırıları beraberinde getirdiğine dikkat çeken Türk toplumunun önde gelenleri, cami ve okullardan sonra evlere sıra gelmeden acil önlem istiyor.
Dormagen’de bir camiden sonra göçmen ailelere mensup öğrencilerin çok olduğu okullara karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırı Türk sivil toplum örgütlerini kaygılandırıyor.
Cami saldırılarıyla ilgili istatistikleri Zaman’la paylaşan Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) dönem sözcüsü Erol Pürlü, 2012 ila 2014 yılı sonuna kadar toplam 93 cami saldırısının kayda geçtiğini aktardı. Kayda geçmeyen saldırılar eklendiğinde bu sayının daha da fazla olacağına dikkat çeken Pürlü, “Son zamanlarda artan camilere yönelik saldırıları endişeyle karşılıyoruz. Artık bunları ciddiye almak gerekiyor” dedi.
Her kurumun İslam düşmanlığına karşı toplumu aydınlatması gerektiğini belirten Pürlü, “Almanya’da kesinlikle bir İslamlaşma söz konusu değil. IŞİD’e gelince; aşırı insanlar hiç bir zaman bir dini temsil edemez, ancak kendilerini temsil edebilirler” dedi.
Pürlü, camilere ve Müslümanlara yönelik saldırıların ayrı bir kategori altında kaydedilmesi, polis devriye araçlarının camilerin önünden geçmesi gibi tedbirler de önerdi.
ÜLKE YÖNETİMİ GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMALI
“Gün geçmiyor ki bir camii, ibadethane bir şekilde fiili saldırıya uğramasın“ diyen ATİB Genel Başkanı İhsan Öner de Müslüman göçmenlerin bu ülkede geleceklerinin olup olmadığını ciddi olarak düşünmeye başladıklarını söyledi. “Hedef bu mu acaba?” diyerek ırkçı saldırıların sebebini sorgulayan Öner, “Avrupa Nereye Gidiyor! O okula giden çocukların nasıl bir psikolojik ortamla karşı karşıya kalacağını düşünebiliyor musunuz? Bu çirkin gelişmelere artık dur denilmelidir.” şeklinde konuştu.
Yarım asırdır Avrupa ülkelerinde alın teri dökmüş insanların daha fazla tedirgin edilmelerine artık müsaade edilmemesi gerektiğini belirten ATİB Genel Başkanı, “Ülke yönetimleri gerekli tedbirleri almalı. Ülke medya kuruluşları da fikir hürriyetini ahlaki bir çerçeveye oturtmalı“ ifadesini kullandı.
CAMİLERİN KUNDAKLANMASI EVLERE UZANABİLİR, DİKKATLİ OLMALI
Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz ise medyada çıkan yazıların bu saldırıların ortaya çıkmasında oynadığı role dikkat çekti. Yılmaz, “11 Eylül’den sonra haftalık dergilerin kapaklarına baktığımız zaman geldiğimiz noktanın kaçınılmaz olduğunu görüyoruz” dedi.
İslam karşıtı Pegida’nın bu korkuları sokağa dökmeyi başardığını belirten Yılmaz, cami ve okullara yönelik saldırıları da hatırlatarak, “Toplumumuza korku salmak doğru değil. Ama hepimiz bu süreçte uyanık olmalı, çocuklarımıza çok dikkat etmeliyiz. Camilerin kundaklanmasından sonra sıra evlere gelebilir. Geçmişteki acıları tekrar yaşamamak için Alman medyasını sorumlu davranmaya davet ediyoruz” diyerek uyardı.
MEDYA VE SİYASET DİLİNİ DEĞİŞTİRMELİ
Bielefeld cami dernekleri çatı kuruluşu BİG‘in başkanı Cemil Şahinöz’e göre de bu olayları basit bir ırkçılık vakası olarak değerlendirmemek gerekiyor. “Bu düşmanlık ırka değil, İslam dinine yönelik. İslamofobi‘den de bahsetmek mümkün değil. Çünkü fobi bir korkudur. Bu nedenle karşı karşıya kaldığımız durum net bir İslam düşmanlığıdır” diyen Şahinöz, uluslararası çapta bir İslam düşmanlığının varlığına dikkat çekti.
Bu grupların 2010‘dan beri uluslararası toplantılarda buluştuklarını kaydeden Şahinöz, “Toplumdaki düşmanlığın sosyolojik ve psikolojik sebepleri araştırılmalı, İslam´a düşman eden faktörler belirlenmeli. Bu bağlamda siyaset ve medya acilen dilini değiştirmeli. Son haftalarda kaç cami saldırısı oldu. Bir şeylerin değişmesi için illa biri mi ölmeli?“ diye sordu.
ZİVER ERMİŞ / KÖLN
06.01.2015 19:00